Diğer Videolarımız İçin Beni Takip Etmeyi Unutmayınız!
Stüdyo Fotoğrafının Modası Geçti Mi?
Mesleğin içinde yetişmem babamın bir stüdyo fotoğrafçısı olmasından dolayı kaçınılmazdı.Çünki fotoğrafçı çocukları babalarını stüdyonun dışında pek göremezler heleki mevsimlerden yaz ise.herkes pikniğe gider sen evde babanı beklersin. Evde beklemek yerine onunla vakit geçirebilmek için bende fotoğrafhaneye giderdim. Nerde ise otuz sekiz yıldır solunan sıcak bir yuvanın havası şimdilerde dış çekim akımı ile tü kaka ilan edilmekte. Gelişen her şeyin evrim yaşamasının kaçınılmaz olduğu dünyamızda stüdyo fotoğrafçılığıda dinozorlar gibi kaybol gidecek mi?
Bu işe ömrünü vermiş stüdyo üstadlarına sorduğunuzda minüskül metre karelik alanlarında kitaplar sığmaz hikayelerin olduğunu görürsünüz.Bu hikayelerin siyah beyaz olanları olmasada renkli fotoğrafın doğumuna ve dijital fotoğrafa evrilişine yetiştim.Karanlık odadanın o romantik havasından okuduğum bölüm olan bilgisayarın karşına geçmek öncelerde beni çok mutlu etse de ,özlemle anmamak imkansız o yılları.Fotoğraf baskı için kimya hazırlamak, agrandizörde baskı yapmak,karanlıkda tamamen el yordamı ile kart sarmak kesmek .Herşeyi ile fotoğrafçılığın romantik dönemi idi.
Fotoğrafın ham maddesi olan ışığın 1800 lerdeki kaynağı güneş disonraları olumsuz hava koşullarından korunmak için camdan tavanlı stüdyolarda yapılmaya devam edildi,ama ışık kaynağı gene güneş idi.1900 lerde ilk flaşlar barutun anlık ışık sağlaması ile oluşan düzenekler kuruldu. Dilediğin zamanda fotoğraf çekimi yapabiliyordun.19 yüzyılın sonlarına doğru ise sabit ışık kaynakları , gün ışığını yani 5500 kelvini verebilen praflaşların üretimi ve siyah beyazdan renkliye geçiş yaptı.Tam herşey harika dedik ki ,milenyum ile birlikte dijital dünya bize merhaba dedi.Çılgına dönmüştü stüdyo fotoğrafçısı 5-10 fon perdesi ile çalışırken sonsuz bir fon seçeceği vardı elinde ,yıllardır pipitre ile yapılan rütüş artık kocaman ekranlarda rahat rahat yapılır oldu .Ve 2000 yıları ilk çeyreğinin yarısında dış çekim ile yeniden değişti herşey.Stüdyodan yaklaşık 150 yıl sonra dışarı çıkan fotoğrafçılar önce denizden çıkmış balık gibi deniz altındaki solumlarını aradılar lakin değişime ayak uydurmak fotoğrafçının doğasında var hemen onada alıştı.Ve stüdyolar gene boş kalmaya başladı. Peki bittimi stüdyo ile iş bence çok net hayır.
Çünkü stüdyolar halen izlediğimiz filimlerin afişlerinin, sevidiğimiz ürünlerin reklamlarının, fotoğraf için her koşulun hazırlanmış olduğu alanlardır. Güzel bir ekmek için nasıl bir fırın gerekli ise , ideal fotoğraf içinde stüdyo gereklidir. Tabi şimdilik çünkü fotoğraf tarihde çok yeni ve gelişime açık bir alan , bize ilerki senelerde hangi süprizi yapacağını bilemeyiz.
Peki tüm çevreniz düğün yada nişanı için dış çekim planlarken siz neden stüdyoda fotoğraf çektirmelisiniz?Neden siz farklı olasınız ki?
Eğer kapalı alan fobiniz yoksa, duygularınızın pozitif yoğunluk da ise , bu duyguların mimiklerinize yansımasını net olarak görmeyi diliyorsak, algı dağıtan herhangi bir arkaplan olmadan fotoğrafta sadece size odaklanmasına yetecek özgüveniniz var ise , ve sizin için sadelik ön planda ise kesinlikle stüdyoda fotoğraf çekimi yaptırmalısınız.Ailenizin eski fotoğraflara bakar iseniz ne demek istediğimi anlıyacaksınız. Şimdilerde koreli çiftlerin fotoğraflarında gördüğümüz bu tarz , modası asla geçmeyecek klasik müzik parçaları gibidir.
Tabi bunun içinde yine usta bir fotoğrafçı bulmanız şart. Stüdyoda ve dışarda ışığı yönetmeyi bilmeyen, sizlerin ruh halini ve çıkacak aksilikleri pozitife çevirmekten anlamayan, poz, estetik, kompozisyon, bilgisinden noksan dslr fotoğraf makinası olan amcanızın oğlu yada arkadaşınızı boşa terletmeyin. Ona daha iyi bir öneride bulunun , gidip stresden ve şehir hayatından biraz uzaklaşmak için o makina ile doğada fotoğraf çeksin. Nasıl ki her evinde tenceresi olan aşçı değilse, her dslr makinası olanda fotoğrafçı değildir. Stüdyo yada dış çekim özel gününüzün anılarını mahvetmeyin.