Şikayetim Var


Şikayetim var

                Gelinlerin ve damatların düğün fotoğraflarındaki en çok şikayet etiği  şeyler neler?

                Çocukluğumdan bu yana bu mesleğin içindeyim ve gördüğüm duyduğum şeyleri her zaman deneyim kutuma attım. Bana bu mesleği öğreten babam ve bakış açımı etkileyen ondan  fazla uluslararası fotoğrafçıdan  aldığım dersler bir yana  gelinlerimden çok şey öğrendim onlar benim için işime ayna tutan bir kılavuz gibiydiler. Sadece onları dinledim ve bana çok şey öğretiler.  Farkındaysanız gelinler diyorum çünkü hemcinslerimde bu işe tek boyuttan bakarken bir kadın birçok detayı aynı anda gözlemleyebilme yetisine sahip. Ve bugün onları önemsemenin yararını fazlasıyla alıyorum.

                Çiftlerin düğün fotoğrafı konusunda şikayet ettiği şeyler kadar fazla ki  hepsini yazmak imkansız ben yirmi senede deneyimledim. Lakin bir kaçından bahsedeyim.

                  Ben fotoğrafçı değilim. Nasıl göründüğümü göremiyorum. Yıllar önce bir gelinim ben ışığı kusursuz yapmaya çalışırken bana bunu söylemişti. Empati kurduğumda  onun az sonra kendine olan güvenini kaybedeceğini anlamıştım.  Kendime o an ayna gibi olmalısın dedim konuşan bir ayna. Tabi biraz pembe bir ayna tüm gerçeklikleri yansıtmayan yada negatifi gizleyen bir ayna. Önce sadece ışıkları ayarlarken konuştum sonra mimiklerimi bu konuda çok önemsedim anlamsız bir yüz ifadesinin karşıdaki çifte hiç bir enerji vermiyeceğini. Onların kısa zamanda nötür olacağını ve  bunun negatife giden yolun başlangıcı olduğunu özümsedim. Mükemmel pozlanmış ve estetik bir halde olsa bile  yani daha fazla ayar gerektirmiyorsa, bunu onlara söyledim.

                Soğuk şakalar: Resmi bir çekimdi. Gelinimle daha önce hiç karşılaşmamıştım ve gelinime sadece ? şirin bir gelin gibi poz verimisin demiştim?. Fırtınlar koptu oooooff kendimi anlatmaya çalışmak imkansızdı dünyanın en basit adamı bendim o anda . Gün boyunca ve hatta akşam düğünde ve hatta  fotoğrafları onaylarken ve de teslim alırken süren çok uzun bir gerginlik. Ağzımla kuş tutarken çift takla atsaydım ve aynı zamanda açık kalp ameliyatını yapsaydım belki düzelebilirdi olay. Güven ve dostluk ortamı olmadıkça şaka yapmamayı ve samimiyet ile davranmamayı öğredim. Bu bir tür özel alan gibidir gelin ve damatlar sizleri o alana almadıkça yapacağız her şaka sizi dibe götürür.

           Onları asla kalabalıklar önünde fotoğraf çekmeye zorlamayın.

                  Müstakbel karım Canan ile evlendiğimde düğün günü fotoğraf çekinmeye zamanımız olmadığı için balayına gelinlik ve damatlık götürmüştük. İki günümüzü fotoğrafa ayırıp Muğlanın  eşsiz manzaralarında fotoğraf çekinmiş ve bu fotoğraflardan işyerime asmıştım. Dış çekim yeni bir akım olarak Türkiyeye girmek üzereydi. Muğla için bir portfoliom oluşmuştu lakin ben bu işi şehrimdede yapmak istiyordum. Stüdyoda çekim yaptığım bir çiftime teklif etim.  İşyerimizin ilerisinde bir parka gittik 5 dakika zor dayandılar . Çocuklar geliyor mankenmisiniz, teyzeler geliyor ama çocuk yapın hemen , amcalar pis pis gülümsüyor iyi yaptınız evleninin evlenin der gibi. Çiftim yeter dedi yeter gidelim. Kendilerini kasılmış ve hapsedilmiş hissettiklerini anladım ve hep  kalabalıklardan uzak bölgeler seçtim kendime hatta bunun için 2010 yılında izole bir mekan olan garden studioyu kurup gözlerden uzak fotoğraflar çekmeye başladım.

                     İnternette gördüğüm, istediğim birkaç şey var dı ama nişandaki fotoğrafçımız hiç birini çekmedi. Empati ve uyum yeteceğim sayesinde bu konuda hiç şikayet almadım. Bazı fotoğraflar varki hiç tarzım değil. Zevkler ve renkler tartışılmaz doksanların moda sözünün verdiği etki ve onları mutlu etmek için her isteklerini çektim . Tabi Türkan Şoray gibi benimde kurallarım var. Çekim günü cep telefonundan fotoğraf gösterilen fotoğrafları çekmiyorum lakin o güne kadar bana istediği ne varsa göndermelerini söylüyorum onlara. Ama gönüllerinde ve akıllarında hiç birşeyin kalmamasını sağlıyorum.

                   Hiç bir zaman dans eden bir çiftin yanına gidip omzuna dokunup onları o romantik andan çıkarıp bana bakmalarını sağlayarak fotoğraflarını çekmedim. Bu düpedüz ahmaklık ama gelinlerimin en sık söylediği şeylerden biri düğün hikayesi için gittiğim salonlarda salonun fotoğrafçı yamağı tarafından ilk dansta tacize uğrayan çiftler bundan nefret ettiklerini hep söylediler doğal akışta yakalayabiliyorsan fotoğrafçısın dostum.

             Taciz diyince aklıma geldi. Hiç bir gelinlerime temas etmedim. Buda kurallarımdan. Birinci neden  onlara olan saygım, ikinci neden poz elinle dokunarak verdirdiğinde modelin kaybolan özgüveni. Bir çok gelinimde başka fotoğrafçılarda yaşadıkları bu tür rahatsızlıklarını dile getirmişlerdir.

              Bu sohbet bitmez çok şey öğrendim onlardan.

             Bunun için tüm gelinlerime çok teşekkür ediyorum. Ve bu deneyime sponsor olan tüm damatlarımada .